Günah Keçisi Yapmanın Psikolojisi

Yazar: Neel Burton

Yeni bir günah keçisi yapma dalgasının vakti geldi mi?

William Holman Hunt’ın “Günah Keçisi” resmi

Benliğin yer değiştirme savunması, öfke, hüsran, kıskançlık, suçluluk, ayıp ve güvensizlik gibi rahatsız edici duyguların çoğunlukla daha zayıf başka bir kişiye ya da topluluğa çıkarıldığı ya da yeniden yöneltildiği günah keçisi yapmada önemli bir rol oynar. Günah keçilerine (dışlanmışlar, göçmenler, azınlıklar, sapkınlar) daha sonra acı çektirilir ve böylece günah keçilerinin olumsuz duygularından kurtulup uzaklaştırılarak onların yerini ham ama teselli edici bir onay ve tepeden bakan bir kızgınlık duygusunun alması veya geçmesi sağlanır.

Bir kötü adamın yaratılması, her ikisi sırf kurmaca olsa bile zorunlu olarak bir kahramanınkini sezdirmektedir.

Louise Élisabeth Vigée Le Brun’un “Güllü Marie Antoinette” resmi

Günah keçisinin iyi bir örneği, Fransız halkının ( Otrişyen şeklinde söylenen ‘Avusturyalı kadın’ anlamındaki Autrichienne ve otre şienne şeklinde söylenen ‘diğer kahpe’ anlamındaki autre chienne kelimelerinin üzerinde oynayan bir cinas olan) l’Autre-chienne dediği ve savurgan ve önüne gelenle yatıp kalkmakla suçlanan Fransa kralı XIV. Louis’nin eşi kraliçe Marie Antoinette’tir. Marie Antoinette o zamanın taht veliahtı ile evlenmek için Fransa’ya geldiğinde, ülke, zaten XV. Louise’nin kayıtsız harcamalarıyla iflasın eşiğine gelmişti ve genç ve naif yabancı prenses hızla halkın artan öfkesinin habersiz hedefi oluverdi.

Bir günah keçisi, genellikle bir kişi ya da topluluğu ima eder, ama bir kimseyi günah keçisi yapmanın yöntemi, ister nesne ister hayvan ister şeytan olsun insan olmayan varlıklara da uygulanabilir. Tersine, insan günah keçileri çeşitli ölçülerde canavarlaştırılırlar ve nesnelleştirilirler; Ortaçağ Avrupa’sındaki cadılar gibi bazıları hiç abartısız şeytanlaştırılırlar. Günah keçisinin canavarlaştırılmaları bir kimseyi günah keçisi yapmayı daha inandırıcı ve makul yapar ve ona önceden belirlenmiş, engin bir çaresizlik duygusu bile verebilir.

Düşünür René Girard’a göre, insan doğasından ötürü, kıskançlık, düzen ve aklın ayak takımı yönetimine, karmaşaya ve şiddete terk ettiği bardağı taşıran son noktaya ulaşana kadar gitgide büyür. Topluma varoluş tehdidi oluşturan bu “kalabalıkların çılgınlığı”nı bastırmak için, korunmasız veya hassas bir kişi ya da topluluk tüm kötü hislere ve kötü hislerden beslenen kötü duygulara karşı bir pislik çukuru olarak seçilir.

Jacques-Louis David’in “Sokrates’in Ölümü” resmi
Baldıran bitkisinin kısımlarının çizimi
Baldıran bitkisinin kısımlarının farklı bir çizimi

Atina’daki 30 Tiran’ın yenilgisinden sonra, Otuzların ilki ve en kötüsü olan Kritias gibi öne çıkan oligarklarla yakın bağlantıları olan Sokrates, artık eskilerdeki zararsız değil, tehlikeli ve ayartıcı bir tip, tiranların yaratıcısı ve sokaktaki adamın düşmanı gibi gözüküyordu. Şehre yerleşen ateşli havada ona karşı yapılan herhangi bir suçlama, ne kadar yanlış veya tuhaf olursa olsun, zorbalık yönetiminin tüm eziyetleri için onu cezalandıracak ve günah keçisi yapacak bir bahane olarak değerlendirilebiliyordu. İdam edilirse, bir günah keçisi ongunlaştırılabilir: eğer bir de şehit, yani kendisine dayatılan bir inanca karşı çıkan ya da direnen biri olursa daha da yücelebilir. Günümüzde, Sokrates, en çok ölümü ile hatırlanmaktadır ve Senece işi şu sözleri söyleyecek raddeye vardırmıştır: ” Sokrates’i büyük bir adam yapan baldıran idi” (cicuta magnum Socratem fecit).

Günah keçisi teriminin kökeni, aslında Eski Ahit’, daha belirgin biçimde Tanrı’nın Hz. Musa ile Hz. Harun’a her yıl iki keçi kurban etmesini emrettiği Levililer Kitabı’nın 16. Bölümü’dür. İlk keçi, öldürülecek ve kanı Antlaşma Sandığı’nın üzerine serpilecek olandı. Başrahip Harun, daha sonra, ellerini ikinci keçinin başına koyacak ve İsrail halkının günahlarını açıklayarak ona aktaracaktı. İlk keçinin aksine, bu şanslı ikinci keçi öldürülmeyecek ama günah yüküyle birlikte çöle salınacaktı; bu nedenle de günah keçisi olarak bilinegeldi.

Holman İncili’nin 16. bölümü Levililer Kitabı’ndaki “Günah Keçisi” resmi

Her kilisenin ibadethanesinde duran kurban taşı, kurban varlığının son nesnesi elbette Hazreti İsa’nın kendisi olmakla birlikte, bu kurban uygulamasının simgesel kalıntısı ve yadigarıdır. İlk kez Hazreti İsa’yı gördükten sonra, Vaftizci Yahya’nın şöyle haykırdığı söylenir: “İşte, dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı Kuzusu!” (Yuhanna 1:29, Kitabı Mukaddes). Ve Hristiyan imgeleminde, Hazreti İsa, çoğunlukla, bir bacağı kırmızı bir haçlı bayrağı tutan Vahiy Kitabı’nın muzaffer Tanrı’nın Kuzusu olarak tasvir edilir: Oxford’un en ünlü içkili mekanlarından birisinin ismi Lamb and Flag da buradan gelir.

Levililer Kitabı’nda yazılan kurban, insan çarmıha gerilmesinde ilk keçinin rolünü oynayan ve tanrısal dirilişinde ise ikinci keçi günah keçisinin rolünü oynayan Hazreti İsa’yı göstermektedir.

Kaynak: https://www.psychologytoday.com/us/blog/hide-and-seek/201312/the-psychology-scapegoating

Çeviren: Yalçın Ceylanoğlu

HER HAKKI MAHFUZDUR.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir